Teknoloji
Google’dan Konuşma Engelliler İçin Yeni Bir Uygulama
Tarihinde
3 yıl önceGoogle’dan Konuşma Engelliler İçin Yeni Bir Uygulama
Engelli birey, kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtsal ya da sonradan meydana gelen herhangi bir noksanlık sonucu yapmayanlar olarak tanımlanıyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün verilerine göre, dünya nüfusumuzun yaklaşık % 15‘ini engelli bireyler oluşturmaktadır. Bu oranın büyük çoğunluğunu konuşma engelli bireyler yer kaplıyor.
Google, yaptığı araştırmalarla konuşma engelli kişilerin diğer kişilerle daha kolay iletişim kurabilmesi için yeni uygulamasını geliştirmeye başladı. Uygulamayı test etmek için başta ABD, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda’da olmak üzere bu ülkelerde denek aradığı biliniyor.
Konuşma engelli kişilerin diğer kişilerle daha kolay iletişim kurmasını amaçlayan bu uygulamaya Project Reelate adı verildi.
Project Relate uygulaması metin ve sentetik bir sesli asistan aracılığıyla insanların daha kolay iletişim kurması için tasarlandı. Project Relate uygulaması kullanıcıdan aynı ifadeyi birkaç tekrarlanmasını isteyecek ve sonrasında söylenen her kelime metne dönüştürüp, uygulama ses sentezini kullanarak sesli asistana komut verecektir.
Burada amaç, sesli yönlendirme uygulamalarının konuşma bozukluğuyla seslendirilen metinleri daha kolay algılamasını sağlamaktır.
Beğenebileceğiniz İçerikler
Dijital Dönüşümde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Biometrik Kimlik Doğrulama Nedir ve Nasıl Çalışır?
Elektrikli Araba Alırken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Kariyerinizi Şekillendirecek Yeni Nesil Teknoloji Meslekleri
Araç Lastiği Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Kablosuz Mobil Kulaklık Seçimi Nasıl Yapılır?
Dijital dönüşüm, günümüz iş dünyasında büyük bir patlama yaratmış durumda. Ancak bu patlamadan en iyi şekilde faydalanabilmek ve başarılı olabilmek için bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekiyor. İlk olarak, teknolojik altyapı ve güvenlik konuları oldukça kritik. Güçlü bir teknolojik altyapı oluşturmak ve veri güvenliğine maksimum düzeyde önem vermek, dijital dönüşüm sürecinde başarının anahtarıdır. Siber tehditlere karşı koruma sağlayan stratejiler ve uygulamalar da bu süreçte hayati bir rol oynamaktadır.
Bununla birlikte, dijital dönüşümün sadece teknolojik bir süreç olmadığını unutmamak gerekiyor. İnsan kaynakları yönetimi ve eğitim de oldukça önemli bir faktördür. Çalışanların dijital dönüşüme uyum sağlayabilmeleri için gerekli eğitim ve destek sağlanmalıdır. İnsan kaynakları yönetiminin dönüşüm sürecindeki rolü büyüktür. Başarılı bir dijital dönüşüm için çalışanların motivasyonu ve katılımı da hayati önem taşımaktadır.
Dolayısıyla, dijital dönüşüm sürecinde teknolojik altyapı, güvenlik, insan kaynakları yönetimi ve eğitim gibi unsurlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunlar üzerinde titizlikle durulduğunda, kurumlar dijital dönüşüm sürecinde daha başarılı ve etkili adımlar atabilirler.
Teknolojik Altyapı ve Güvenlik
Dijital dönüşüm sürecinde teknolojik altyapı ve güvenlik unsurları oldukça önemlidir. Başarılı bir dijital dönüşüm için güçlü bir teknolojik altyapı oluşturulmalı ve veri güvenliği sağlanmalıdır. Siber tehditlere karşı koruma sağlayan stratejiler geliştirilerek uygulanmalıdır.
Teknolojik altyapı ve güvenlik konusunda dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar şunlardır:
- Veri Yedekleme: Önemli verilerin kaybolmaması için düzenli yedekleme yapılmalı ve yedekleme süreçleri güvenli bir şekilde yönetilmelidir.
- Ağ Güvenliği: Şirket içi ağların güvenliği sağlanmalı, güvenlik duvarları ve diğer güvenlik önlemleri alınmalıdır.
- Yazılım Güncellemeleri: Tüm yazılımların düzenli olarak güncellenmesi ve güvenlik açıklarının kapatılması önemlidir.
- Kimlik Doğrulama: Güçlü kimlik doğrulama yöntemleri kullanılarak yetkisiz erişimler engellenmelidir.
İnsan Kaynakları Yönetimi ve Eğitim
İnsan kaynakları yönetimi, dijital dönüşüm sürecinde önemli bir role sahiptir. Çalışanların bu sürece uyum sağlamaları için gerekli eğitim ve destek sağlanmalıdır. Bu noktada, şirketlerin çalışanlarına dijital beceriler kazandırmak için çeşitli eğitim programları düzenlemesi gerekmektedir. Bu programlar, çalışanların dijital teknolojilere adaptasyonunu hızlandırarak dönüşüm sürecini daha verimli hale getirecektir.
İnsan kaynakları departmanı, dijital dönüşüm sürecinde çalışanların motivasyonunu artırmak ve doğru yönlendirmeleri yapmakla da sorumludur. Çalışanların dönüşüm sürecine aktif olarak katılımını sağlamak, şirketin hedeflerine ulaşmasında büyük önem taşır. Bu nedenle, insan kaynakları yönetimi, çalışanların dönüşüm sürecindeki rollerini net bir şekilde tanımlamalı ve onları desteklemelidir.
Bununla birlikte, dijital dönüşüm sürecindeki eğitimler sadece teknik becerileri değil, aynı zamanda işbirliği, iletişim ve problem çözme gibi yetkinlikleri de kapsamalıdır. Çalışanların sadece dijital araçları kullanmayı değil, aynı zamanda bu araçlarla etkili bir şekilde çalışmayı öğrenmeleri gerekmektedir. Bu sayede, şirket içinde verimlilik artacak ve dönüşüm süreci daha başarılı bir şekilde ilerleyecektir.
Biometrik kimlik doğrulama, bireylerin benzersiz fiziksel ve davranışsal özelliklerini kullanarak kimliklerini doğrulayan bir teknolojidir. Parmak izi, retina taraması, yüz tanıma ve ses tanıma gibi yöntemlerle gerçekleştirilen bu doğrulama süreci, geleneksel kimlik doğrulama yöntemlerinden daha güvenilir ve etkilidir.
Biometrik kimlik doğrulama, her bireyin benzersiz biyolojik özelliklerini kullanarak kimliklerini doğrular. Örneğin, parmak izi tarayıcılar, her bireyin parmak izinin benzersiz olmasını kullanarak kimlik doğrulaması yapar. Bu sayede, başka birinin kimliğini taklit etmek neredeyse imkansız hale gelir.
Biometrik kimlik doğrulama sistemi genellikle üç adımdan oluşur. İlk adımda, bireyin biyolojik özellikleri taranır ve veriler bir veritabanına kaydedilir. İkinci adımda, birey tekrar taranarak kimlik doğrulaması yapılır. Son adımda ise, doğrulama sonucuna göre sistem bireyi ya da reddeder ya da kabul eder.
Biometrik Kimlik Doğrulamanın Özellikleri
Biometrik kimlik doğrulamanın özellikleri, modern güvenlik sistemlerindeki en önemli özelliklerden biridir. Bu teknoloji, her bireyin benzersiz biyolojik özelliklerini kullanarak kimlik doğrulama işlemini gerçekleştirir. Bu sayede, parola veya kart gibi geleneksel yöntemlerin aksine, kullanıcıların kimliklerini doğrulamak için fiziksel olarak bir şey hatırlamalarına gerek kalmaz.
Biometrik kimlik doğrulamanın en belirgin özelliklerinden biri, yüksek güvenlik seviyesidir. Parmak izi, retina taraması veya yüz tanıma gibi biometrik veriler, her bireyde eşsiz olduğu için sahteciliği neredeyse imkansız hale getirir. Bu da sistemlerin güvenilirliğini artırır ve veri güvenliğini sağlar.
Bunun yanı sıra, biometrik kimlik doğrulama teknolojisi kullanıcı dostudur. Kullanıcılar, parmak izi taratma veya yüz tanıma gibi işlemleri hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirebilirler. Bu da kullanıcı deneyimini iyileştirir ve günlük hayatta zaman kazandırır.
Biometrik kimlik doğrulamanın özelliklerinden bir diğeri de geniş kullanım alanıdır. Bankacılık, sağlık sektörü, hükümet kurumları ve şirketler gibi birçok sektörde bu teknoloji başarıyla kullanılmaktadır. Her alanda güvenli ve hızlı kimlik doğrulama sağlayarak verimliliği artırır.
Biometrik Kimlik Doğrulama Türleri
Fizyolojik ve davranışsal biometrik kimlik doğrulama yöntemleri, bireyleri tanımak ve doğrulamak için farklı özellikleri kullanır. Fizyolojik doğrulama, insan vücudunun fiziksel özelliklerini temel alırken, davranışsal doğrulama ise kişisel eylemleri ve alışkanlıkları analiz eder.
Fizyolojik biometrik kimlik doğrulama yöntemleri arasında parmak izi tanıma, retina taraması, yüz tanıma ve damar tanıma bulunur. Bu yöntemler, bireyin benzersiz fiziksel özelliklerini kullanarak kimlik doğrulamasını gerçekleştirir.
Davranışsal biometrik kimlik doğrulama ise bireyin ses tonu, klavye vuruş hızı, imza şekli gibi davranışsal özelliklerini temel alır. Bu yöntemler, bireyin benzersiz davranış kalıplarını analiz ederek kimlik doğrulamasını sağlar.
Biometrik Kimlik Doğrulamanın Güvenlik Önlemleri
Biometrik kimlik doğrulama sistemlerinin güvenliği sağlamak için çeşitli önlemler alınmalıdır. Bu önlemler, kullanıcı verilerinin korunmasını ve sistemlerin güvenilirliğini artırmayı amaçlar. İşte biometrik kimlik doğrulamanın güvenlik önlemleri:
- Kullanıcı Verilerinin Şifrelenmesi: Biyometrik veriler, güvenli bir şekilde depolanmalı ve şifrelenmelidir. Bu, yetkisiz erişimlere karşı koruma sağlar.
- İki Faktörlü Kimlik Doğrulama: Biometrik veriler, genellikle diğer kimlik doğrulama yöntemleriyle birleştirilerek daha güvenli bir sistem oluşturulur. Örneğin, parmak iziyle birlikte şifre kullanımı.
- İzinsiz Erişime Karşı Koruma: Sistemler, yetkisiz erişim girişimlerini algılayacak ve engelleyecek şekilde tasarlanmalıdır.
- Veri Güvenliği Standartlarına Uygunluk: Biometrik kimlik doğrulama sistemleri, veri güvenliği standartlarına uygun olarak geliştirilmeli ve uygulanmalıdır.
- Periyodik Güvenlik Denetimleri: Sistemlerin güvenliği düzenli olarak denetlenmeli ve güncel tehditlere karşı korunabilir hale getirilmelidir.
Elektrikli araba alırken dikkat etmeniz gereken birçok önemli faktör bulunmaktadır.
Fiyat ve Bütçe
Fiyat ve bütçe, elektrikli araba satın alırken en önemli faktörlerden biridir. Ancak, sadece aracın satın alma fiyatını değil, aynı zamanda uzun vadede sahip olacağınız maliyetleri de göz önünde bulundurmalısınız. Elektrikli araçların fiyatları genellikle içten yanmalı motorlu araçlardan daha yüksektir ancak uzun vadede işletme maliyetlerinin daha düşük olabileceğini unutmamalısınız.
Bütçe planlaması yaparken, aracın satın alma fiyatının yanı sıra elektrikli araç şarj ünitesi, evde şarj istasyonu kurulumu, bakım ve sigorta gibi ek maliyetleri de hesaba katmalısınız. Ayrıca, elektrikli araç alımında devlet teşvikleri ve vergi avantajlarından faydalanarak bütçenizi dengeleyebilirsiniz.
Elektrikli araçların uzun vadede daha ekonomik olabileceğini unutmamak önemlidir. Düşük işletme maliyetleri, azaltılmış yakıt masrafları ve daha az bakım gereksinimi gibi avantajlar, elektrikli araçların bütçe dostu bir seçenek olmasını sağlar. Böylece, sadece satın alma anındaki fiyatı değil, aracın toplam sahip olma maliyetini de göz önünde bulundurarak karar verebilirsiniz.
Menzil ve Şarj İmkanları
Menzil ve şarj imkanları elektrikli araba alırken dikkat edilmesi gereken önemli faktörler arasında yer almaktadır. Elektrikli araçların menzili, günlük kullanım ihtiyaçlarınıza uygun olmalıdır. Özellikle uzun yolculuklar yapıyorsanız, aracın tek şarjla ne kadar yol gidebileceğini ve şarj sürelerini göz önünde bulundurmalısınız.
Şarj imkanları da büyük bir önem taşımaktadır. Elektrikli araçlarınızı şarj etmek için erişebileceğiniz şarj istasyonlarının yaygın olması gerekmektedir. Şarj istasyonlarının konumları, hızlı şarj imkanları ve şarj ücretleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
Ayrıca, evde şarj imkanı da elektrikli araç sahipleri için büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Evde kullanabileceğiniz duvar şarj üniteleri veya hızlı şarj cihazları, aracınızı rahatlıkla şarj etmenizi sağlar. Bu da günlük kullanımınızı kolaylaştırırken menzil endişesi taşımamanızı sağlar.
Teknolojik Özellikler
Elektrikli araç alırken dikkat etmeniz gereken en önemli faktörlerden biri de teknolojik özellikleridir. Bu özellikler aracın performansını, kullanım kolaylığını ve sürüş deneyimini doğrudan etkiler. Öncelikle, aracın batarya ömrü ve şarj süreleri oldukça önemlidir. Batarya teknolojisi ne kadar gelişmişse, aracın menzili ve şarj süresi o kadar iyi olacaktır. Bu nedenle, batarya kapasitesi ve şarj hızı detaylı bir şekilde incelenmelidir.
Bununla birlikte, elektrikli araçlarda bulunan sürüş modları da dikkate alınmalıdır. Farklı sürüş modları aracın performansını ve enerji verimliliğini etkiler. Örneğin, ekonomi modu daha az enerji tüketirken, sportif mod daha yüksek performans sunabilir. Sürüş modlarının çeşitliliği size farklı sürüş deneyimleri sunabilir, bu nedenle aracın bu özelliği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Ayrıca, elektrikli araçlarda bulunan diğer teknolojik donanımlar da önemlidir. Otomatik park asistanı, şerit takip sistemi, adaptif hız kontrolü gibi özellikler sürüş güvenliğinizi artırabilir ve sürüşü daha konforlu hale getirebilir. Bu donanımların aracınızda bulunup bulunmadığını kontrol etmek, satın alma kararınızı etkileyebilir.
Çevresel Etkiler ve Destekler
Elektrikli araçlar çevre dostu olmalarıyla bilinir. Geleneksel içten yanmalı motorlara kıyasla daha az karbon salınımına neden olurlar, böylece hava kalitesini ve çevreyi korurken sera gazı emisyonlarını azaltırlar. Ayrıca, elektrikli araçların sessiz çalışması da çevresel etkileri olumlu yönde etkiler. Bu özellikler, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adımdır.
Çevresel etkilerin yanı sıra, elektrikli araç sahiplerine çeşitli destekler de sunulmaktadır. Devletler, elektrikli araçların kullanımını teşvik etmek için çeşitli vergi avantajları ve teşvikler sunmaktadır. Örneğin, düşük emisyonlu araçlar için vergi indirimleri veya elektrikli araç alımlarında devlet tarafından sağlanan teşvikler bu desteklerden sadece birkaçıdır. Bu destekler, elektrikli araçların yaygınlaşmasını teşvik ederken kullanıcıların maliyetleri üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.
Trending
- Yaşam3 yıl önce
Gastronomi Turizmi – Mardin Yöresinden Harire Tatlısı
- Yaşam1 yıl önce
Çörek Otu Nasıl Yakılır ve Ne İşe Yarar?
- Yaşam3 yıl önce
Brusella Nedir, Belirtileri Nelerdir?
- Yaşam1 yıl önce
Kılıbık Erkeklerin Özellikleri ve İlişki Uyumları
- Yaşam3 yıl önce
Bilgisiz Ama Her Şey Hakkında Fikir Sahibi Olan İnsanlar
- Ekonomi3 yıl önce
Çeyrek Altın Kaç Gram?
- Yaşam3 yıl önce
Balığın Faydaları Nelerdir ve Nasıl Tüketilmeli?
- Yaşam3 yıl önce
Gerçek Zeytinyağı Nasıl Anlaşılır?